İş-özel yaşam dengesi, dünyada sanayi devriminden bu yana her dönem tartışılan bir olgu oldu. Tarihten bu yana giderek kısaldığı görülen çalışma saatlerinde yine de gelişime tam anlamıyla uyum sağlamak zor oluyor. Artık iletişim çağında daha fazla enformasyona maruz kalmak yorucu olurken, pandemiyle hayatımıza giren uzaktan ya da evden çalışma iş ve özel yaşam dengesini girift hale getirince denge kurmak zorlaştı.
Kaynak: https://www.acarbaltas.com/is-ozel-ya…
Önce çalışma saatlerinin tarihine ve Türkiye’nin yerine bakalım. Grafiklerle başlıyoruz.
Bu çiçekli görsel de OECD’nin Better Life Index’inden yani “daha iyi bir yaşam mümkün” diyor Bob Marley.
Bu ? grafiğin alt kırılımlarına ? bakıldığında da Türkiye’nin uzun saatler çalışma konusunda Meksika’dan sonra 2. sırada geldiği, boş vakit konusundaysa “görece” daha iyi konumda olduğu görülüyor.
Gelelim olayın psikolojik boyutuna! İş ve özel yaşamın dengesi hayatın da doyumuyla ilgili olurken, zamanın büyük bölümünün geçirildiği iş ortamında olumsuz duyguların, yaşam doyumu ve özel hayatlarını olumsuz etkilediğini belirtiyor.
Dan Buettner tarafından National Geographic’in dünya çapında yürüttüğü “Mutluluk- Mavi Bölgeler Yöntemiyle Mutluluğu Bulmak” olarak Türkiye’de de yayımlanan kitabında, mutluluğu etkileyen unsurlar, içinde yaşanılan toplum, iş ortamı, sosyal hayat, finansal koşullar, ev ve benlik algısı olarak altı alanda ortaya çıkıyor.
Sonja Lyubomirsky’nin “Nasıl Mutlu Olunur?” adlı kitabında, mutluluk duygusunun yüzde 40 düşünceler, davranışlar ve karakter tarafından belirlendiği görülüyor.
Çalışmanın insana kimlik kazandırdığı ve işe yarar hissettirdiği bir gerçek.
Her işte para kazanmak dışında anlam bulmak zor olsa da ünlü gazeteci Çetin Altan’ın da dediği gibi, “İnsanın bir işi yaparken aldığı zevk, o işten kazandığı parayı harcarken aldığı zevkten fazlaysa, kişi mutlu olur” sözleri yerini buluyor.
Ekonomide mikro ya da makro sorunlu dönemlerde, bir işte çalışmak memnuniyet verici olabilir. Ancak uzun vadede işin sağladığı tatmin, gelirle doğru orantıda olmaz.
İnsanların bir işten aldıkları doyumu belirleyen üç etken var:
Bir önemli nokta da kişinin iş ortamında, uyumlu çalışma arkadaşlarının olmasıdır. İş ortamında iyi arkadaşlık ilişkileri, iş doyumu üzerinde doğrudan etkili olurken, ikinci sırada da yaptığı işte başarı duygusu yaşamak ve takdir edilmek vardır. Orta gelir düzeyine ait olmak koşuluyla “maddi şartlar” bu iki maddeden sonra gelir.
Kişi hayattaki varlık nedeni ile yaptığı iş arasında köprü kurabiliyorsa anlamlı bir hayat yaşıyor demektir. Ruh ve beden sağlığı açısından büyük önem taşısa da, günümüz koşulları iş ve özel yaşam dengesi kurmayı giderek zorlaştırmaktadır.